Film, XVI. Louis ve Marie Antoinette’in idam edilmelerinden önceki son günlerini tasvir ediyor. Filmin adı, Fransa Kralı XV. Louis’e atfedilen ünlü “après moi, le déluge” ifadesinden geliyor. Bu ifadeyi, ölümünden sonra gelen kaosa atıfta bulunarak saltanatının sonlarına doğru söylediği söyleniyor. Bu ifade, halefi XVI. Louis döneminde Fransız Devrimi’nde doruğa ulaşanlar gibi Fransa’nın karşı karşıya olduğu zorluklara karşı kaderci bir yaklaşımı yansıtıyor. Film, XVI. Louis’in yargılanması sırasında Fransız kraliyet ailesinin esaret altında geçirdiği ayları tasvir ediyor. Her biri kendine özgü bir yönetmenlik tarzıyla karakterize edilen üç perdeye bölünmüş: ilk perde mesafeli ve zarif, ikinci perde dinamik ve dramatik ve üçüncü perde daha içe dönük olup kraliyet ailesinin ilahi figürlerden kurban figürlerine doğru inişini yansıtıyor. İyi yapılmış ve muhteşem bir şekilde oynanmış olan film, doğa ile akıl arasındaki gerilim, tüm ideolojilerin ikiyüzlülüğü ve en sıra dışı koşullarda bile insan durumunun değişmeyen doğası hakkında düşündürücü materyaller sunuyor. Kesinlikle izlenmeye değer.